13 Şubat 2012 Pazartesi

KISSADAN HİSSE

Sonunu Düşün...

Hoca efendi kürsüde vaaz ediyormuş. Konuşma sırasında sık sık da anlaşılmaz sözler söylüyor.
- Koyuncu kazandı, koyuncu kazandı, diye de feryadı basıyormuş.

Cemaattan bazıları bu sözün ne mânaya geldiğini merak edip sormuşlar

- Hoca efendi, zaman zaman koyuncu kazandı, diye feryad ediyorsunuz, kimdir bu koyuncu, neyi kazandı?

Hoca şöyle bir içini çekmiş, sonra da başlamış anlatmaya:
- Biz üç arkadaş bir yerde oturmuş, sohbet ediyorduk. Ansızın nur yüzlü aksakallı bir zat çıkageldi yanımıza, ilk sözü şu oldu. Rabbinizden ne dilerseniz kabul olacak, hemen isteyin, icabe saatındasınız. Yanımdaki açıkgözlük edip hemen zengin olmak istediğini söyledi, ben de ilim sahibi olmayı diledim, koyuncu da hayırlı âkıbet istedi.

Nur yüzlü zat da ellerini açıp:
- Ya Rab, bunlara istediğini lutfeyle, diye yalvardı. O anda gözden kayboldu. O'nun Hızır Aleyhisselam olduğuna kani olduk. Aradan zaman geçti, arkadaşımın ilki, istediği servete o kadar sahip oldu. işleri o kadar çoğaldı ki, beş vakit namaz şöyle dursun artık Cumaları dahi zor geliyor camiye. Ben ise dilediğim ilme sahip oldum, işte sizlere vaaz verecek duruma eriştim. Ama beni dinleyenler pırıl pınl gözyaşı döktükleri halde, henüz benim gözümden tek damla yaş döküldüğünü hatırlamıyorum. Koyuncu arkadaşımın halinde ise, çok güzel gelişmeler var. O, bulunduğu halini günden güne geliştiriyor, hayatını, kademe kademe hayırlı akıbete doğru ilerletiyor. Demek onun duası da hayırlı akıbeti için kabul olmuş.

İşte bu hâdiseyi hatırlayınca koyuncu kazandı, demekten kendimi alamıyorum. Keşke ben de hayırlı akıbet isteseydim.

                                                                                 ALINTI (ZAHİDAN)

Hiç yorum yok: